Cilt problemleri arasında en sık yaşananlar kırışıklık, sarkma ve izdir. Bu problemlerin ortadan kaldırılması için son dönemde dolgu uygulamasından faydalanılıyor. Geçici ya da kalıcı olarak uygulanabilen bu işlem ile onlarca farklı sorunun giderilmesi mümkündür.
Zamanla ciltte elastik lifler, kollajenler, yağ tabakaları azalmaya başlar. Buna bağlı olarak kırışıklık ve sarkma sorunu ortaya çıkar. Özellikle yüzün alt ve orta kısmı ile boyun bölgesinde bu problem daha net gözlemlenir. Dolgu işlemi ise yüz ve boyun bölgesinde pek çok yere uygulanabiliyor.
Dolgu fiyatları ve yapılan operasyon işlemi ile ilgili bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.
Bu işlem son derece ince bir enjektör kullanılarak yapılır. Kullanılan madde kırışıklıkların alt kısmını doldurur ve bu sayede kırışıklık görünümünü ortadan kaldırır. Yüzdeki sarkmaları, hacim verme etkisi ile yok eden bir işlemdir.
Hyarulonik asit ve kalsiyum hidroksi apatit maddeler cildin kollajen seviyesini artırır. Dolgu maddesi zamanla erise bile uygulama yapılan bölge eskiye nazaran daha iyi görünmeye devam eder.
Bu işlemin kalıcılık süresi her bireyde aynı olmaz. Genellikle 8 ay ila 18 ay arasında değişen bir kalıcılık süresi sunar. Dolgu maddesi eridiğinde de etkisi az da olsa devam ettiğinden toplam etki süresinin 3 yılı bile bulabildiğini söyleyebiliriz. Düzenli olarak dolgu yaptıranlar daha uzun süre etkisinden faydalanabilir.
Bu işlemin yan etkilerinin yok denecek kadar az olduğunu söyleyebiliriz. Çok ender olmakla birlikte herpes tetiklenmesi, damar tıkanıklığı ve cilt enfeksiyonu meydana gelebilir. Kızarıklık, morluk gibi etkiler ise geçicidir. Bunun dışında doğru materyal ile doğru şekilde yapılan dolgu işleminin yan etkisi olmaz.
İşlemden önce kan sulandırıcı özellikte olan ilaçlar kullanılmamalıdır. Yeşil çay, sarımsak, ginseng, balık yağı, ekinezya, C ve E vitamini kullananlarda işlem sonrası morarma biraz daha fazla olabilir. Düzenli olarak kullanılan ilaçlar varsa doktora mutlaka işlem öncesinde bilgi verilmelidir. Bunun dışında dikkat edilmesi gereken herhangi bir husus bulunmuyor.
Öncelikle dolgu işleminin her daim etkili olduğunu belirtmek gerekiyor. Sadece kimi zaman dolgu materyali miktarı yetersiz kalabilir. 40’lı yaşlarda olan biri için 1 – 3 tüp dolgu materyali kullanımı yeterli olur. Ancak 60’lı yaşlarda biri için 4 - 8 tüp dolgu maddesi kullanımı gerekir.
Elbette kullanılan dolgu maddesinin kalitesi de işlem sonucunda etkili olan bir unsurdur. Dolayısıyla dolgu işlemi için mutlaka deneyimli bir doktorun tercih edilmesi gerekir. Böylelikle işlem başarısı çok daha yüksek olacaktır.
Gebelik ve emzirme dönemlerinde dolgu yaptırılamıyor. Anne adaylarının doğum sonrası emzirme döneminin de tamamlamayı beklemesi gerekir. Cildinde enfeksiyon ya da iltihaplanma olanlar için de dolgu işleminin yapılamayacağını belirtelim.
Kullanılan dolgu maddelerine aşırı duyarlı olan kişilerin de bu işlemden uzak durması gerekiyor. Bunlar dışında dileyen herkesin dolgu yaptırabileceğini belirtebiliriz. Aynı zamanda dolgu işlemi tekrarlanabilir. İşlemin etkisi sona erdiğinde beklemeye gerek olmadan yeniden yapılması mümkündür.
Genel olarak dolgu uygulaması yapılabilen bölgeleri kısa bir liste halinde aktarabiliriz:
Yukarıda sıralanan bölgelerin yanı sıra daha spesifik durumlarda da dolgu işleminin yapılabildiğini belirtebiliriz.
Günümüzde en sık kullanılan maddeler hyarulonik asit, kalsiyum hidroksi apatit maddeleridir. Bu materyaller aynı zamanda en güvenli dolgu malzemeleri olma özelliği de taşıyor. Özellikle yüz bölgesinde meydana gelen sarkmaları gidermek amacıyla bu maddelerin kullanıldığını belirtebiliriz. Bu materyaller dudaktan çeneye doğru inen çizgileri, çene hattındaki bozulmaları, yanaklardaki düşmeyi gidermek amacıyla da sıklıkla tercih ediliyor.
Ancak kalsiyum hidroksi apatit dudak bölgesine uygulanabilen bir materyal değildir. Dudaklara daha dolgun bir görünüm kazandırmak için uygulanan maddeler daha farklıdır. Kişinin cilt yapısına, mevcut soruna en uygun dolgu materyali doktor tarafından seçilir.
İdeal oranda uygulanarak son derece başarılı bir sonuç elde edilir. Bu dolgu maddelerinin gayet güvenli olduğunu, sorunsuz bir şekilde kullanılabildiğini belirtmek mümkündür.
Hastalar işlem sürecine dair de bilgi sahibi olmak isteyebiliyor. En çok merak edilen konuları kısa bir liste halinde açıklayabiliriz:
İşlemin ardından yaşanabileceklere şu örnekleri verebiliriz:
Çok sayıda kişi farklı cilt problemlerinden de kurtulmak istiyor. Bu noktada dolgu işlemi ile birlikte hangi cilt yenileme uygulamalarının yapılabileceği de merak ediliyor. Ciltte yenileme etkisi sunan lazer uygulaması, fokuslu ultrason ve PRP işlemlerinin ardından dolgu yapılması mümkündür.
Bu sayede söz konusu işlemlerin etkisinin daha da artması mümkün hale gelir. Özellikle ciltteki izler, sarkmalar ve kırışıklıkların görünümünün hafiflemesine yardımcı olur.
Bu noktada son derece önemli bir detayın altını çizmek gerekiyor. Hyaluronik asitli dolguların mutlaka ısı veren işlemlerden sonra yapılması önemlidir. Dolgu işleminin ısı veren işlemlerden önce yapılması, dolgunun etkisinin azalmasına yol açabilir. Dolayısıyla cilt için uygulanacak işlemlerin sırası da çok büyük bir önem taşıyor.