Yaş ilerledikçe vücudun pek çok bölümü gibi cilt üzerinde de değişimler meydana gelir. Derinin sentezlediği kolajen, fibroblast ve hyaluronik asit gibi yapı taşlarının üretiminde bir azalma olur.
Bu azalmaya bağlı olarak ciltte kırışıklar meydana gelmeye başlar. Aynı zamanda derinin elastikiyetini kaybetmesi de söz konusudur ve buna bağlı sarkmalar da meydana gelebilir. Ciltteki bu değişime çevresel faktörler, hormonal değişimler, sigara ve alkol gibi unsurlar da eklendiğinde yaşlanma belirtileri daha net bir şekilde göze çarpar. İşte bu noktada devreye nem aşısı giriyor!
Nem aşısı uygulaması son derece önemli olan yapı taşlarının cilt altına iletilmesi prosedürüne dayanır. Bilindiği gibi cildin ilerleyen yaşa direnmesinde hyaluronik asit son derece önemlidir. Dolayısıyla yapılan bu işlemde hyaluronik asit, mineraller ve aktive edici özellikte olan farklı moleküller enjekte ediliyor.
Halk arasında altın iğne tedavisi olarak da adlandırılan nem aşısı, cildin su tutma özelliğini güçlendirerek nem ihtiyacının da karşılanmasını sağlıyor. Böylelikle cilt nemlenirken aynı zamanda yeniden kolajen ve fibroblast üretmeye de başlıyor.
Elbette altın iğne uygulamasında cildin ihtiyaçları da göz önünde bulunduruluyor. Bu kapsamda kişinin ihtiyaçlarına bağlı olarak kalsiyum hidroksiapatit, mannitol, vitaminler ve benzeri içerikler kullanılabiliyor. Hangi içerik tercih edilmiş olursa olsun bu uygulama cilt yüzeyine olumlu bir yansıma yapıyor. Sadece tek seans uygulamanın bile ciddi faydalarının olduğunu belirtmek mümkündür.
Günümüzde en çok tercih edilen cilt gençleştirme yöntemlerinden biri olan bu işlem kişinin yaşını gösteren vücut bölgelerine uygulanıyor. Bu vücut bölgeleri arasında en çok göze çarpan ise yüz ve boyun bölgesidir. Dolayısıyla işlemin en sık gerçekleştirildiği bölgeler de yüz ve boyun oluyor.
Yüzde sivilce izleri olan bölgelere de uygulanması mümkündür. Cildin gençleşmesiyle birlikte bu izlerin de ortadan kalkması büyük oranda sağlanabilir.
Dekolte bölgesi de nem aşısı ile gençleştirilebilen vücut bölgeleri arasında mevcut. Özellikle bu bölgede yer alan dikey formdaki kırışıklıkların giderilmesi için nem aşısından faydalanılabilir.
Elbette yara izleri olan bölgelere de rahatlıkla işlem yapılabilir. Yaşlanma belirtilerinin net bir şekilde gözlemlendiği eller de altın iğne uygulaması yapılabilen vücut bölgeleri arasında yer alıyor. Bu işlemden hem kadınlar hem de erkekler faydalanabilir.
Son dönemde daha popüler olan altın iğne ya da bir diğer adıyla nem aşısının etkilerini genel olarak kısa bir liste halinde aktarabiliriz:
Bu işlemde son derece ince olan iğne uçları kullanılıyor. Aynı zamanda işleme başlanmadan önce cilde anestezik krem uygulaması yapılıyor. Bu nedenle işlem esnasında acı hissedilmez. İşlem sonrasında da ciddi bir ağrı hissinin yaşanmadığını söyleyebiliriz.
Aşı eşiği düşük olan kadın ve erkekler de gönül rahatlığı ile bu işlemden faydalanabilir. Ağrı, sızı ya da acı konusunda herhangi bir endişe duyulmasına asla gerek yoktur.
Bu işlem yan etkileri açısından da gayet güvenlidir. Sadece kullanılan materyallere vücudun alerjik reaksiyon göstermesi riski bulunur ve bu da oldukça ender yaşanabilecek bir durumdur. Bunun dışında herhangi bir yan etkisi bulunmuyor. Bu konuda doktorunuzdan detaylı bilgi alabilirsiniz.
Öncelikle işlemin yapılacağı bölge hasta ve doktor tarafından birlikte kararlaştırılır. Sonrasına bir planlama yapılarak işlem aşamasına geçilir. Bu aşamada neler olduğuna dair merak edilen soruların yanıtlarını hemen aktaralım:
Sadece enjeksiyon yöntemiyle gerçekleştirilen bu işlem öncesinde bir hazırlık gerekmiyor. Aynı zamanda işlem sonrasında da sadece enfeksiyon riskine karşı hijyene dikkat etmek yeterlidir. Bu işlemin çalışmanıza, iş hayatınıza, sosyal yaşantınıza ya da araba kullanmanıza engel olmadığını da belirtelim. İşlem sonrasında dair merak edilen unsurlara hemen göz atabilirsiniz:
Nem aşısı hakkında daha fazla bilgi almak ve randevu talebinde bulunmak için bizimle şimdi iletişime geçebilirsiniz.