Günümüzde cilt bakımı alanında çok sayıda yeni teknik geliştirildi. Bu yeni teknikler pürüzsüz, duru ve genç bir cilt görünümü elde etmeyi sağlıyor. En etkin yöntemlerden biri de altın iğne tedavisi oluyor.
Gün geçtikçe daha fazla sayıda kişinin faydalandığı bu işlem kısa sürede tamamlanıyor. Üstelik cerrahi bir müdahale içermiyor. Dolayısıyla cilde kesi uygulanmasına, dikiş atılmasına ya da benzeri müdahalelere gerek kalmıyor.
Özel bir cihaz kullanılarak gerçekleştirilen altın iğne uygulamasında cildin hem alt hem de orta tabakasına ulaşılabiliyor. Bu deri tabakalarına yüksek frekanslı enerji iletiliyor. Bir anlamda cildin alt katmanına kontrollü bir biçimde hasar verildiğini söyleyebiliriz. Bu hasar sayesinde cildin onarım süreci başlıyor.
Cilt kendini onarırken aynı zamanda yenilenmiş de oluyor. Bu sayede çok sayıda farklı cilt probleminden kurtulmak da mümkün hale geliyor.
Genel olarak cilt altına yüksek frekansı enerji gönderilmesini içeren altın iğne uygulamasının temel amacı cildi uyarmaktır. Dokuların bu yöntem sayesinde uyarılması sağlanıyor ve böylelikle kolajen üretiminin hızlandırılması mümkün kılınıyor. Haliyle bu durum cilt yüzeyine muhteşem bir yansıma yapıyor.
Öncelikle cildin daha genç görünmesini sağlayan bir işlem olduğunu söyleyebiliriz. Uygulamadan günler sonra gözle görülür neticeler ortaya çıkmaya başlıyor. Daha sağlıklı ve daha duru bir cilt görünümünün elde edildiğini söyleyebiliriz.
Son dönemde daha fazla bilinen ve tercih edilen bir yöntem haline gelen cilt gençleştirme yönteminden hem kadınlar hem de erkekler faydalanabilir. Ancak cilt üzerinde açık bir yara bulunmaması gerekiyor. Aynı zamanda egzama gibi bir cilt hastalığının olmaması da önem taşıyor. Gebelik ve emzirme döneminde olan kadınlar için de ideal bir işlem değildir.
Kalp cihazı olanlar, dolaşım bozukluğu sorunu yaşayanlar ile aşırı hücre üretimi (keloid) problemi yaşayanlar için de ideal bir işlem olmadığını söyleyebiliriz. Kanser hastalarına ve kemoterapi tedavisi görenlere de önerilen bir işlem değildir.
Bunun dışında aşağıdaki durumlarda altın iğne işleminden faydalanılabilir.
Bu işlem cildin kendi kendine onarılma sürecini başlattığından birkaç farklı cilt sorunundan aynı anda kurtulmak da mümkün olabiliyor.
Bu işlem deri altındaki dokuların yenilenmesini sağladığı için cildin iyileştirilmesi noktasında oldukça faydalıdır. Son derece kolay uygulanabiliyor olması en önemli avantajlardan biri olarak kabul ediliyor. Hastalar açısından da gayet konforlu bir yöntemdir.
Genel olarak cildin yenilenmesini sağlayan teknikler arasında en çok tercih edilenlerden biri olması, sunduğu avantajlardan da kaynaklanıyor. Elbette aynı zamanda hastaları cerrahi gibi zorlamayan bir işlem olması da önem taşıyor.
Altın iğne işleminin avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Elbette bu avantajlara yenilerini eklemek de mümkün oluyor. Dileyen herkesin daha genç ve daha sorunsuz bir cilde kavuşmak adına bu işlemden faydalanması mümkün olabilir.
Cildi gençleştirme özelliği olan altın iğne işlemi genellikle yüz bölgesi için tercih ediliyor. Ancak ihtiyaç duyulan diğer vücut bölgeleri için de rahatlıkla yapılabilen bir işlem olduğunu belirtelim.
Cildin canlandırılmasına ihtiyaç duyulan vücut bölgelerinin tamamı için tercih edilebilen bir işlemdir. Yüz bölgesinin yanı sıra bacaklar için de uygulanabiliyor. Özellikle bacaklarda geniş bir alana yayılan çatlakların tedavisinde rahatlıkla altın iğne işleminden faydalanılabilir.
Çatak görünümünde gözle görülür bir iyileşme elde etmeyi sağlayan işlem kaç seansta sonuç veriyor sorusunun yanıtı kişiden kişiye değişebiliyor. Geniş bir alana yayılmış cilt problemleri söz konusu olduğunda birkaç seans uygulama yapılmasına ihtiyaç olabiliyor. Elbette kişinin vücudunun yapılan bu işleme verdiği yanıtın de değişebildiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle seans sayısı yapılacak basit bir muayene sonrasında doktor tarafından belirtilebilir.
Uygulama öncesinde işlem yapılacak bölgeye anestezik krem uygulaması yapılıyor. Bu nedenle işlemin daha az ağrılı bir şekilde tamamlandığını söyleyebiliriz. Acı eşiği düşük olan kişiler de gönül rahatlığı ile bu uygulamadan faydalanabilir.
İşlem sonrasında da ağrı pek yaşanmaz. Çok nadir durumlarda hafif düzeyde olmak kaydıyla bir sızı hissedilebilir. Ancak bu durumda bile hastalar ağrı kesici ilaç kullanmaya gerek duymazlar. Sonuç olarak bu işlemin kesinlikle ağrılı bir işlem olmadığını rahatlıkla belirtebiliriz.
Kilo alıp verme ya da yaşlanma ile birlikte kol ile bacaklarda da sarkmalar meydana gelebiliyor. Bu gibi durumlarda da altın iğne işleminden faydalanılabileceğini belirtebiliriz. Bu işlem cildin kolajen üretimini tetikleyerek tamamen doğal bir yenilenme sürecinin başlamasını sağlıyor.
Bu süreçte ciltteki sarkıklıkların da bir miktar azalması mümkün olacaktır. Ancak çok ileri düzeyde bir sarkıklık söz konusu olduğunda altın iğne işleminin başarılı bir netice elde etmeyi sağlayamadığını söyleyebiliriz.
Elbette altın iğne işleminin nasıl yapıldığı da merak ediliyor. Bu işlemle ilgili bilinmesi gerekenleri kısa bir liste halinde aktarabiliriz:
İşlemin ardından hastaları zorlayan bir süreç yaşanmadığını söyleyebiliriz. Bu noktada altın iğne uygulaması sonrasına dair bilinmesi gerekenleri hemen aktaralım:
Altın iğne işlemi hakkında daha fazla bilgi almak ya da randevu talep etmek için bizimle hemen irtibata geçebilirsiniz.