Yaşın ilerlemesi ile birlikte özellikle yüz bölgesinde sarkıklıklar ve kırışıklıklar da oluşmaya başlar. Yaşlanmayı durdurmak mümkün değil. Ancak yaşlanma etkilerini ortadan kaldırmak ve çok daha genç görünmek mümkün!
Bunun için özel olarak geliştirilen estetik girişimler arasında en çok tercih edilenlerden biri de Fransız askısı yöntemi oluyor. Üstelik bu yöntem, cerrahi müdahaleden kaçınanlar için de en doğru seçeneklerden biridir.
Halk arasında ‘yüz askılama’ ya da ‘ameliyatsız yüz germe’ gibi isimlerle de anılan Fransız askı tekniği, adını yöntemin geliştirildiği ülkeden; Fransa’dan alıyor. Bu yöntemde içi polyester materyalden, dışı ise silikon malzemeden üretilen özel ipler kullanılıyor. Bu ipler yardımı ile cilt geriliyor ve bu sayede daha gergin, daha genç bir yüz görünümü elde ediliyor. Elbette germe işlemi sadece bu özel iplerle gerçekleştirildiğinden sonucu görmek için uzun süre beklemeye gerek kalmıyor.
Fransız askı fiyatları ile ilgili bilgi almak için iletişim sayfamızda yer alan bilgilerden bize ulaşabilirsiniz.
Cildindeki yaşlanma etkilerinden kurtulmak ve daha genç görünmek isteyen ancak aynı zamanda cerrahi yöntemlere başvurmak istemeyenler için bu yöntemin gayet ideal bir seçenek olduğunu söyleyebiliriz.
Yüz hatlarından memnun olmayan kişiler de bu yöntemden faydalanabilir. Sonuçlar ise etkisi çok uzun süre koruyabiliyor. Kişinin ilerleyen yaşlarda da Fransız askı tekniğinden faydalanması mümkün oluyor. 60 yaşına hatta 70 yaşına girmiş olan kişiler için de bu yöntem devreye girebilir.
Elbette uzun yıllar etkisinden istifade etmek mümkün hale geldiğinden bu işlemin sıklıkla tekrarlanmasına da ihtiyaç duyulmuyor. Bu arada Fransız askı tekniği kısmi yüz felci geçirmiş olan kişiler için de tercih edilebilir. Yüz felci geçirmiş olan hastalar için bu yöntem tedavi amacıyla uygulanıyor. Yüz bölgesine felç öncesi görünüme çok daha yakın bir görünüm kazandırılabiliyor.
Sıklıkla merak edilen hususlardan biri Fransız askılama yönteminin yan etkileri oluyor. Öncelikle bu yöntemin ameliyat ya da enfeksiyon gibi estetik girişimlerden çok daha farklı olduğunu belirtmek gerekiyor. Fransız askı tekniğinde kullanılan iplerin insan vücudunun biyolojisi ile tamamen uyumlu olduğunu söyleyebiliriz.
Dolayısıyla vücudun iplere alerjik reaksiyon göstermesi gibi bir olgu henüz kayıtlara geçmedi. Deneyimli bir doktor tarafından doğru şekilde uygulanması durumunda herhangi bir yan etki ya da sorun yaşanmaz. Zira bir sorun yaşansa bile telafisi mümkün olan bir yöntemdir.
Bu işlem için özel olarak geliştirilen esnek iplerle yapılan yöntem, genellikle yüz bölgesi için tercih ediliyor. Ancak vücudun daha farklı bölgelerine de uygulanması mümkündür. Genel olarak bu yöntemin uygulandığı bölgeleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Kişinin vücudundaki sarkmalara bağlı olarak ihtiyaç duyulan pek çok bölgede bu yöntem tercih edilebilir. Kimi zaman sadece kaşların kaldırılmasına ihtiyaç olurken kimi zaman yüzde ve vücutta birkaç farklı bölgede, cilt altında bu iplerin kullanılmasına ihtiyaç olabiliyor. Doktor ve hastanın birlikte görüşerek karar vermesi sonrasında işleme başlanır.
İşlem sonrasında elde edilen görünümün kalıcılık süreci kişinin mimik hareketleri ve cilt yapısı gibi unsurlara bağlı olarak değişir. Çoğunlukla kalıcılık süresinin 3 yıl ile 5 yıl arasında değiştiğini söyleyebiliriz.
İhtiyaç duyulması durumunda bu süre sonunda tekrarlanabilir. Bu işlemde kullanılan ipler, tıbbi açıdan kullanılan diğer ipler gibi emilebilir yapıda değildir. Dolayısıyla işlemin etki süresi de çok daha uzundur.
Yaşın ilerlemesi ile birlikte ortaya çıkan görünümden kurtulmak isteyenlerin endişesinden biri de yüzdeki doğal görünümü kaybetme oluyor. Ancak bu işlem ile doğal yüz ifadesi korunuyor. İşlem, yüzdeki doğallığı ortadan kaldıran bir müdahale değildir.
Zira ipler deri altına yerleştirildikten sonra da doğal görünümün korunduğunu fark edebilirsiniz. Özellikle işlemin üzerinden 2 ay geçtikten sonra gerçek sonuç çok daha net bir şekilde gözlemlenir. Bu süre sonunda da doğal görünümden herhangi bir kayıp verilmemiş olur.
Önemli olan bu işlemden ne beklendiğidir. Beklentiler noktasında gerçekçi olmak gerekiyor. Elbette bu işlemle yüzde yer alan sarkıklık ve kırışıklıklar üzerinde olumlu bir etki elde edilebilir. Fakat yaşlanma etkilerinin % 100 olarak ortadan kaldırılması da mümkün olmaz.
Bir anlamda 50 yaşında olan bir kişinin yüz derisindeki görünümün 20 yaşında olan bir kişiyle birebir aynı düzeye getirilmesinin mümkün olmadığın belirtmek gerekiyor. Bu işlemden beklentilerini doktorunuz ile net bir şekilde görüşmeniz durumunda çok daha detaylı bilgi alabilirsiniz.
Bu işlemin sadece tek bir seans halinde uygulanması yeterlidir. Birkaç defa daha uygulanmasına ihtiyaç duyulmaz. Çünkü tek bir seans uygulama ile istenen etkinin elde edilmesi mümkün oluyor.
Sadece 5 yıl ila 10 yıl sonrasında kişinin ihtiyaç duyması halinde işlemin yenilenmesi yani iplerin yeniden gerginleştirilmesi söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda çoğu zaman kullanılan iplerin değiştirilmesine ihtiyaç olmaz. Bu konuda doktorunuzdan ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
Genel olarak dinamik askı tekniğinin avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Öncelikle işlem sırasında hastaların asla acı hissetmediğini belirtelim. Bu konuda herhangi bir endişe yaşanmadan bu işlemden faydalanılabilir. İşlem sürecine dair bilinmesi gerekenler kısa bir liste halinde aktarabiliriz:
Elbette işlem sonrasında çok hafif düzeyde olmak üzere bazı sıkıntılar yaşanabiliyor. Ancak bu sıkıntılar geçicidir ve hastaları zorlayan bir boyutta değildir. İşlem sonrasına dair merak edilenleri hemen aktaralım:
Fransız askı tekniği hakkında daha detaylı bilgi almak ya da randevu talep etmek için bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz.